Tarayıcılar, kısaca ve kaba bir tabirle, basılı bir resmi, metni veya herhangi bir iki boyutlu basılı medyayı, dijital ortama yani bilgisayara sayısal olarak kaydeden cihazlardır.

Tarayıcılar Ne İşe Yarar...

  • Dönem ödevi ve tezlerinizi yakışıklı ve zahmetsiz hazırlamanızı sağlar. Kitaplardaki yırtmaya kıyamayacağınız resim ve grafikleri tarayıp yazınızı bu çizimleri çevreleyecek şekilde düzenleyebildiğiniz gibi, "Şekil 1'de görüleceği üzere" demenin o dayanılmaz zevkini yaşarsınız.
  • Optik Karakter Tanıma yazılımlarını kullanarak mevcut doküman ve yazılarınızı bilgisayar ortamına geçirirsiniz. Biraz ileride bahsedeceğim üzere bir de otomatik kağıt besleme ünitesi takarak bürodaki kağıt cehenneminden kurtulabilirsiniz.
  • Yazıcınız varsa hele bir de fotoğraf kalitesinde baskı yapabiliyorsa renkli fotokopi makinası olarak gayet güzel kullanılabilir. Artık çoğu tarayıcı doğrudan tarayıp yazıcıya yollayan hatta fotokopi makinalarındaki gibi koyuluk açıklık ayarı yaptıran fotokopi yazılımlarıyla beraber geliyor. Hatta daha da yaratıcı iseniz ve yazıcınız şu ütü ile tişörte baskı çıkartan etiketlere baskıyı destekliyorsa bir yerde gördüğünüz bir grafiği tişörtünüze bile basabilirsiniz.
  • Bir faks modeminiz varsa yine bazı tarayıcılar ile gelen tek tıklamayla veya tuşla otomatik faks cihazı olarak bilgisayarınızı kullanabilirsiniz.
  • Kabul ediyorum ki, koca bir fotoğraf albümünün sayfalarını çevirip anıları tazelemek veya sevgilinize 5640 tane resim gösterip baymak çok daha anlamlı gelecektir. Ancak sayısal fotoğraf makineleri megapixel sınırını aştı ve hiç fena sonuçlar vermiyorlar. Bozulmayan, kaybolmayan bir medyadan fotoğrafları basmakta artık zor değil. Bilgisayarda resimleri kategorilerine göre ayırıp bir TV çıkış kablosu ile TV'den arkadaşlarınızı topluca baymak artık daha kolay. Ya eski güzelim fotoğraflar. Hatta bir şeffaf baskı adaptörü ile - ki yine ileride bahsedeceğim - banyo edilmiş negatiflerinizden daha güzel sonuç bile almak mümkün. Hatta "Abi o resim yanık çıktı, basmadım" dedikleri fotoğrafları bile gayet güzel bilgisayar ortamına aktarabildiğim oldu.

Tarayıcı Çeşitleri...

Tarayıcıların kullanım amacına, hassasiyetine, profesyonelitesine göre çeşitleri vardır.

  • El tarayıcıları : Şu günlerde eski bir teknoloji olarak nostalji ile anılan bir teknolojidir. Bu model tarayıcıların bir okuma kafası dediğimiz bölümü ve bir de bilgisayara bağlanan kablosu vardır. Taranacak medyanın üzerinde el ile hareket ettirilerek işlem gerçekleştirilir. Tabii el ile olduğu için çok hassas ve net sonuçlar elde edilemez. Şimdilerde sadece dizüstü bilgisayarlar için 1-2 tane model haricinde bir şey bulabileceğinizi pek tahmin etmiyorum ve zaten tavsiye de etmiyorum.
  • Drum Scanner : Bunlar özel olarak profesyonel amaçlar için tasarlanmış tarayıcılardır. Taranacak medya, gerek dia olsun gerek kağıt (opak), boyutuna göre özel bir silindirin üzerine yapıştırılıp (ki drum tabiri buradan geliyor), döndürülmek suretiyle, lazer göz vasıtasıyla okunur. Bu tip tarayıcılar çok gelişmiş olup masaüstü yayıncılık sistemlerinde ve modern baskı sistemlerinde kullanılır. Genelde gazetelerin, dergilerin, broşürlerin resimlerinin hazırlanmasında yaygın biçimde kullanılır. Dergimizde gördüğünüz resimlerin çoğu bu tip bir tarayıcı ile taranıp hazırlanır. Hassas, hatasız, kaliteli sonuçlar alabilmek ve bir de en önemlisi resmi orijinal boyutundan çok daha fazla büyütebilmek için kullanılır. Şöyle diyebilirim masaüstü yayıncılık yaptığım yıllarda, bu aletlerin harikalar yaratarak resmin orijinalinden bile daha güzel sonuçlar alınabildiğini bizzat gözlerimle görmüşümdür.
  • Masaüstü (flatbed) tarayıcılar : Bunlar ev ve ofis kullanıcıları için tasarlanmış olan gayet şirin, kullanımı kolay, tarayıcılardır. Çoğu insanın tarayıcı denilince aklına bu tip tarayıcılar gelir. Çünkü en yaygın olarak kullanılan tarayıcı çeşidi budur. Yukarıda 50$ civarında diye bahsedilen tarayıcılar işte bunlardır. Zaten bizim yazımızda bu tip tarayıcıları hedef alıyor.
  • Özel amaçlı tarayıcılar : Son günlerde sadece dia taramak ya da belli boyuttaki fotoğrafları taramak için faydalı ürünlerde çıkıyor. Sadece belli bir amaca yönelik cihazlardır. Mesela dia tarayan modeller sadece dia tarar başka bir işe yaramaz, ya da belli ebatta fotoğrafları taramak için üretilmiş olan tarayıcılar bu ebadın yada belirtilen ebadın dışında tarama yapmalar. En iyisi ben bu konuya fazla girmeden teğet geçmek istiyorum.

Yazının bu satırından itibaren tarayıcı diye bahsedeceğim tip Masaüstü Tarayıcılar olacaktır, yanlış anlaşılma olmasın. Evet gelelim bilgisayara bağlantı biçimlerine göre sınıflandırmaya.

  • SCSI tip tarayıcılar : İlk çıktığı dönemlerden beri varolagelen tarayıcı tipidir. SCSI sistemi (skazi diye okunur) bildiğiniz gibi hız ve bant genişliği açısından çok şey vaadettiği için ve o zamanlar fazla güçlü bilgisayarlar olmadığı için ilk modeller bu sistem üzerine imal edilmiştir. Kaliteli ve yüksek çözünürlüklü tarayıcılar halen SCSI olarak üretilir. Kurulumları biraz uğraştırabilir ama hız bakımından tüm masaüstü tarayıcılardan hızlıdırlar. Paketlerinin içinden bir adet SCSI adaptasyon kartı ile gelirler (bazı yerlerde SCSI Adaptörü diye de geçer). Siz isterseniz bu kartı makinenize takar ve tanıtır (ki genelde ISA yapıda olurlar), isterseniz de (ve varsa tabii) gerçek SCSI kartı ile bu tarayıcıları kullanabilirsiniz.
  • Paralel Port tipi tarayıcılar : Günümüzde ev ve ofis kullanıcıları açısından çokça kullanılan, pratikliği ve ekonomikliğinden dolayı birçok kişinin tercih ettiği, teknolojinin gelişmesi ve bilgisayarların güçlenmesiyle gündeme gelen tarayıcı tipidir. Görüntü kalite olarak SCSI tarayıcılardan pek farkları olmasa da hız olarak SCSI'lere yetişemezler. Çünkü bildiğimiz Paralel portu kullanırlar ve paralel portun hızı da elbette ki SCSI bir bağlantıdan yavaştır. Bu tip tarayıcıların kurulumu son derece basittir 5 dk. içinde kurulum tamamlanabilir ve kullanıma geçebilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey güç kaynağını bağlamak, paralel port kablosunun uçlarına bilgisayara ve tarayıcıya takmak, eğer yazıcınız varsa onun kablosunu tarayıcı üzerindeki ikinci bir yuvaya takmak ve yazılımını yüklemek. Nasıl, son derece basit değil mi? Daha basiti de var.
  • USB tarayıcılar : USB denilen dünyanın en süper buluşlarından biri icat edildikten sonra tarayıcı üreten amcalar "Bu Universal Serial Bus denilen olayı biz de kullanalım bakalım, ne menem şeymiş" diyerek bu mevzuuya balıklama daldılar ve bence çok da iyi ettiler. Mantık olarak SCSI ve Paralel tarayıcılardan pek bir farkı yok. Çalışması filan aynı, sadece kurulumu son derece kolay. Yapacağınız tek şey (makinenizi bile kapatmanıza gerek yok) gücü elektrik prizine takmak, tarayıcı ile bilgisayarınız arasındaki USB kabloyu yuvasına oturtmak ve ekrana çıkan "yeni donanım bulundu" diyalog penceresini takip ederek, tarayıcının kurulum CD'sini yerleştirip gerekli yazılımların kurulmasını seyretmek. 2 dk. bile sürmeyen bu zevkli olayı herkes yapabilir.

Kurulum...

İsterseniz bir el kitabı hükmünde olması ve her kesime hitap etmesi açısından kuruluma özen gösterilmesi gerekir.

SCSI Tarayıcıların Kurulumu...

·  Paketin içinden tarayıcının kendisi, bağlantı kabloları, SCSI adaptörü (dikkat edin SCSI kartı değil), kitapçığı ve disket ya da CD'si çıkacaktır.

·  Birinci adım, bilgisayarımızda SCSI kartı yoksa tarayıcımızla birlikte gelen SCSI adaptörünü bilgisayarımıza takmamız gerekir. Bilgisayarımızı kapatır, bu SCSI adaptörünü bilgisayarımızın anakartındaki boş bir slota takarız.

·  İkinci olarak bilgisayarı açmadan, bağlantıları kitapçıkta tarif edildiği gibi ya da hiç kitapçığa bakmadan bir bulmaca çözüyor edasıyla ve merakla uygun gelebilecek yerlere takarız. Ben hep böyle yaparım ama size tavsiye etmem. Siz yine de kitapçığa bakın ve doğru olduğundan emin olup bağlantıları öyle yapın.

·  Üçüncü adım gerekli yazılımları yüklemek. Bilgisayarınızı açtığınızda (kartın durumuna göre) Windows "yeni bir donanım buldum" diye zıplayabilir. Hiç telaşlanmayın, kurulum CD'sini ya da disketini sürücüye yerleştirin ve "ileri ya da next" tuşuna basın. Bu işlem SCSI adaptörünü bilgisayarınıza tanıtır. Bundan sonra TWAIN sürücülerini ve tarayıcı programını bilgisayarınıza kurmak için dördüncü adımı takip edelim.

·  Dördüncü adım tarama programını kurmak. Bunun için üreticinin tarif ettiği şekilde bir setup kurulum programını çalıştırmanız gerekecektir. Bu bir setup.exe dosyası ya da install.exe dosyası olabilir. Orasına biz karışmıyoruz. Bunu çalıştırıp programı kurmayı tamamlayabilirsiniz.

Dikkat edilecek mevzular: SCSI cihazlarda bir ID numarası olayı vardır. Bu olay sizin tarayıcınızın kaçıncı device (cihaz) olduğunu belirler. Eğer SCSI adaptörü ile kullanacaksanız bu sorun olmayacaktır, fabrika ayarlarını değiştirmeyin. Ama SCSI kartı ile kullanacaksanız o zaman makinenize bağlı diğer cihazların (harddisk, cdrom, vb.) ID numaralarını tespit edip, tarayıcınızın arkasındaki numaratörü boş ID numarasına getirmeniz gerekir. Aksi halde bu numaralarda çakışma olursa tarayıcınızı ve çakışan diğer cihazları kullanamazsınız. Bu işlemi de tamamladığınızda tarayıcınız emrinize amade vaziyette hazır kıta karşınızda duruyor olacak.


Paralel Port Tarayıcıların Kurulumu...

·  Bu tip tarayıcıların kurulumu SCSI tarayıcılara göre nispeten daha kolaydır. Çünkü makinenizin içini açıp bir kart takmanıza gerek kalmıyor. Paketin içinden muhtemelen bağlantı kabloları, tarayıcının kendisi ve sürücüler çıkacaktır.

·  Birinci adım, bağlantı kablolarını yerlerine takmak. Güç kablosunu tarif etmeye gerek yok, diğer kablonun bir ucunu tarayıcının uygun girişine diğer ucunu da bilgisayarınızın paralel portuna bağlayın. Eğer yazıcınız varsa yazıcının kablosunu da tarayıcının üzerindeki ikinci boş yuvaya yerleştirin.

·  İkinci adım gerekli yazılımları yüklemek. Üreticinin tarif ettiği gibi kurulum programını çalıştırın. Bu işlem tarayıcı programını ve TWAIN sürücülerini bilgisayarınıza yükleyecek ve kurulumu tamamlayacaktır.

USB tarayıcıların kurulumu...

·  İşte en kolayı budur. En kolayı derken aslında paralel port tarayıcılardan pek bir kolay yönü yok ama işte öyle diyor herkes ya ben de öyle diyeyim dedim.

·  Yapacağınız tek şey uygun kabloları yerlerine takmak. Bu işlemi yaparken bilgisayarınızı kapatmanıza gerek bile yok. Siz kabloları yerlerine taktığınızda Windows "şu tarayıcıyı buldum" diye zıplayıp, "kurulum sürücülerini CD-ROM'unuza yerleştirin" diye kibarca hitap edecektir. CD'ye sürücüye yerleştirip "ileri ya da next" ile devam edin ve işlemin ne kadar kısa sürede bittiğini izleyin. Hatta şüpheye düşüp "Aa, hepsi bu kadar mı, kuruldu mu şimdi bu?" bile diyebilirsiniz. Bu kadar açık, net ve basit.

Kullanım...

Tarayıcıların çalışma prensibi hemen hemen aynıdır.

·  İlk olarak ön tarama yapılır. Bu tarayıcıların markalarına ve yazılımlarına göre değişiklik gösterse de mantık hep aynıdır. Modele göre bu işlem prescan veya preview olarak adlandırılabilir. Önce bu işlemi gerçekleştirmek gerekir. Bu öntarama işleminin amacı yeterli bir ekran görüntüsü elde edip, gerçekten taranacak bölgenin tespit edilip işaretlenebilmesi içindir.

·  İkinci olarak ön tarama ile ekrana gelen görüntüden işimize yarayacak bölümün işaretlenmesi gerekir. Bunu tarayıcının markasına ve yazılımının kalitesine göre çeşitli şekillerde yapmak mümkün olabilir. Dörtgen, dairesel, poligonal ve serbest el seçimi şeklinde seçim yapmak mümkün olabilir.

·  Sonraki adım, seçilen bölgenin rotasyonunun belirlenmesidir. Yerleştirdiğiniz resmin tarayıcının tarama yönünde düzgün olarak bulunması gerekmez, taradıktan sonra yönünü tarama programı ile belirleyebilirsiniz. 90° sağa, sola veya 180° döndürülebilir, hatta flip olarak adlandırılan resmin dikey veya yatay olarak ayna görüntüsünü almak bile mümkün olabilir.

·  Gelelim ince ayarlar bölümüne. Bu bölümde, resmin ne tip renk formasyonunda olacağını, görüntünün çözünürlüğünün ne kadar olacağını, resim normalden biraz fazla karanlıksa ışık değerlerini ayarlamayı, parlaklığın ayarlanmasını bu bölümde yaparız. Merak etmeyin ilerde bu konuya daha detaylı olarak değineceğim.

·  Son olarak destinasyonun, yani resmin tarandıktan sonra ne yapılacağını belirlemeye ve asıl tarama işlemini başlatmaya geldi sıra. Bu bölümde resmin tarandıktan sonra bir uygulamaya mı gönderileceğine yoksa disk üzerinde bir yere mi yazılacağına, hangi resim formatında yazılacağına karar verilir.

OCR (OPTICAL CHARACTER RECOGNITION) Optik Karakter Tanıma...

Tarayıcılar ve tarama işlemi anlatılır da OCR unutulur mu hiç? Elbette ki unutmadık ama assolist gibi bu işlemi en sona sakladık. OCR aslında tarayıcının bir marifeti değil ama nedense ülkemizde insanlar tarayıcı alırken, "Abi bu tarayıcı yazıları da karaktere dönüştürüyo mu?" diye sormadan edemez. Aslında OCR olayı tamamen karakteri resmin içinden tanıma olayı yani bir yazılım hadisesidir. Olaya derinlemesine dalmayıp sadece işin tarama ile ilgili olan bölümüne değineceğim. Bunun için şu noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir.

·  Öncelikle tarayacağınız yazının bulunduğu kağıdın buruşmamış, kirlenmemiş ve temiz olmasına dikkat edin.

·  OCR işlemini sadece kitap karakterleri ile yapabilirsiniz, OCR programlarının el yazısını tanıma özelliği yoktur.

·  Tarama çözünürlüğünüz en az 200dpi olmalıdır, ben 300dpi tavsiye ederim net sonuçlar elde edebilme şansınız artar.

·  Eğer kitaptan tarama yapacaksanız kitabın üzerine bir ağırlık koyun ya da eliniz ile bastırın ki kenarlardan ışık girip görüntünüzü karartıp sonucu kötü yönde etkilemesin.

·  Taramayı yaptıktan ve sayfaları bir yere kaydedin ve resim programınızla kontrast ve ışık ayarlarını yaptıktan sonra recognize edin. Böyle yaparsanız OCR programının tahmin şansını arttırmış olursunuz.

İşlem gayet basit. Kısaca tarif edelim. Bunu yapmanın iki yöntemi var. Birincisi, OCR programını açıp, tarayıcıyı tanıtmak ve SCAN AND READ komutuyla taramayı OCR programının içinden yapıp hemen arkasından okuma (ya da tanıma) işlemini gerçekleştirme. İkincisi, önce resmi tarayıp bir yere kaydetmek, resim işleme programıyla resim üzerinde birtakım düzeltmeler yapmak ve OCR programını bunlardan sonra çalıştırıp OPEN AND READ komutuyla sayfaları okutmaktır.

OCR İçin Hangi Optik Karakter Tanıma Yazılımını Kullanmalıyız...
Caere OmniPage, Recognita, Textbridge, Read IRIS gibi birçok yazılım tarayıcılar ile birlikte geldi. Bir zamanlar Türkçe karakter tanıma olayında da tek Recognita vardı. Ayrıca kolay arabirimi de onu en başa yerleştiriyordu. Eskiden yalnız yazı tarayabilen ve resimleri yazılardan ayıklayıp yalnızca yazıları işleme programlarına atabilen karakter tanıma yazılımları vardı. Ancak magazin sayfalarını veya sütunlar halinde olan ansiklopedi sayfalarını olduğu gibi sütun ve paragraflarını bozmadan yazılı ortama aktarabilen tek bir yazılım vardı. Hem pratik değildi hem de Türkçe karakterleri tanımıyordu. Bunların içinde en az karakter tanıma hatası yapan ABBYY firmasinin FineReader Professional 4.0 yazılımıdır.

OCR'da Dikkat Edilecek Noktalar...

·  Yazılımın Türkçe desteklediğine emin olun.

·  Özellikle Textbridge gibi yazılımlarda yüklerken, Dil Paketi adı altındaki bölümde, Türkçe ve Türkçe kod sayfası seçeneklerini yüklemeyi ve program ayarlarında da aktif hale getirmeyi unutmayın.

·  Tarama yazılımı önünüze geldiğinde tarama tiplerinde "lineart" seçeneği ile en az 200 dpi olmak üzere siyah beyaz taratın. 300 dpi ve üstü bence daha iyi sonuç verecektir.

Tarama Yapılırken Nelere Dikkat Edilmeli...

Tararken yazılımdan taradığınız materyale ve tarama amacına göre seçim yapmalısınız. Bu seçim sonucun kalitesini doğrudan etkileyecektir.

·  Düz baskı yazı harfli basit logo gibi bir eleman tarama amacındaysanız. B/W Document veya B/W Lineart seçeneği ile taramalısınız. Çünkü harf ve logo kenarlarının keskin hatlı olması gereklidir. Aynı seçeneği Optik karakter tanıma programları ile de kullanmalısınız.

·  Siyah\beyaz ancak gri tonlamalı bir eleman tarama niyetinde iseniz ve tonlamalar önemli ise Siyah/Beyaz Fotoğraf harici materyaller için B/W halftone veya Grayshade seçeneği ile taramalısınız.

·  Siyah\Beyaz Fotoğraflar için çoğu tarama yazılımlarına B\W Photo seçeneği konmuştur. Bu seçenekte ayrıca, eğer tarayıcınız 10 bit Gri tonlama yeteneğine sahipse bu seçeneği işaretlemeniz netliği arttıracaktır. Bazı yazılımlarda 10 bit, bazılarında ise High Quality bu seçeneği aktif hale getirmektedir.

·  Renkli fotoğraf için genelde bildiğimiz 24 bit renk seçeneği mevcuttur ancak yazılım iyiyse tam renk sayısı veya materyale göre renk seçeneği mevcuttur.

·  Unutmamanız gereken, 300 dpi çoğu zaman yeterlidir ve size değerli olan bellek ve disk yeri açısından külfet yaratmaz. Ancak daha profesyonelseniz ve bilgisayarınız kuvvetliyse çözünürlüğe abanabilirsiniz.

Tarayıcı Alırken Nelere Dikkat Edilmeli...

·  Renk doğruluğuna , tarama kalitesine. Testimiz özellikle bu konuda size referans olacaktır. Yok 1200 dpi, 48 bit; yok 556753 dpi, 98 bit... Hiçbirine kanmayın. Sıkı bir 600 dpi tarayıcının, dandik bir 1200 dpi tarayıcıdan kat kat daha üstün sonuç verdiğini resimlerle kanıtlamam çok çok kolay.

·  Her ayarı yapmanıza izin veren bir tarama yazılımını barındırmasına. Ne yazık ki bazı markalar, kullanıcı anlamıyor diye "Renkli Fotoğraf", "Siyah Beyaz Yazı" gibi seçenekler koymuşlar. Bu tabii yeni başlayanlar için güzel de, hani parlaklık ayarı. Ya ben daha yüksek çözünürlükte taramak istiyorsam? Ancak aklı başında tarayıcılarda olayı ayırmışlar. Hem anlamayana hafif menüler, hem anlayana itina ile mıncıklanabilir menüler koymuşlar.

·  Sağlam, menteşesinden uzayan bir kapağa sahip olmasına. Tarayıcılar ucuzladı ve bu seçeneği portföyden çıkarmaya karar verdiler. Ancak ben dahil birçok kişinin o kapağı tutan ince kulakların kırılması sonucunda her taramanın bir işkence haline gelmesine seyirci kaldığı bir gerçek. Acaba bu tarayıcıların bir sarf malzemesi haline gelmesi için düşünülen bir taktik mi ?

·  Kullanım ve kurulum kolaylığı. Tak ve dua et çalışsın (Plug and Pray) terimi eskiden özellikle tarayıcılar için geçerliydi. Kaliteli tarayıcılar SCSI kullanırdı ve önce SCSI kartı tanıtmanız gerekirdi. Sonra tarayıcıyı tecrübeli bir kullanıcı veya şanslı bir insansanız tanıtırdınız. Hele bir de sürücüler sorunluysa. Ama artık USB var.

·  Türkçe destekleyen bir optik karakter tanıma yazılımı paketten mutlaka çıkması gerekenlerden. Bu üst kalitede bir yazılımsa içinden çıkan fotoğraf işleme yazılımları da önem kazanıyor tabii.