
PC
Kasası Alırken Nelere Dikkat Etmeli?...
Bu
sıralarda kasalarla ilgili yaşanan sorunlar, kullanıcıların
bilgi eksikliği çektiği donanımların başında geliyor. Üstelik
yeri geldi mi hayli önemli bir donanım bileşeni olduğunu fark
ediyorsunuz Şu sıralar yavaş yavaş AT tip kasalar piyasadan
elini ayağını çekmeye ve 1,5 seneye yakın bir süredir ATX kasaların
yayılamamasının sebeplerinden olan fiyatlar yavaş yavaş düşmeye
başladı. İlk kez Türkiye’ye geldiğinde anakartın arka kısmının
oturduğu plakaların bulunamaması, fiyat gibi sorunlar ATX’ten
soğumaya yola açmıştı. Fiyatlar düştü. Arka panel standartları
oturdu. Kasa konusunda yavaş yavaş ülkemizde biraz da yabancı
markaların kasalarının cicili bicili , insanın gözünü okşayacak
hale gelmesinden sonra çeşitli firmalar bu tip allı morlu kasaları
getirmeye başladılar.
Fiyatları gerçekten oldukça yüksek olan bu kasaların içine baktığımda
ne yazık ki bu fiyatlara değecek hiçbir şey olmadığını; hatta
tam tersi bazılarının mevcut kasalardan çok daha kalitesiz olduğunu
üzülerek gördüm. Şekil konusunda insanlara hak vermemek elde
değil. Her gün saatlerce karşı karşıya olduğunuz bir aletin
görünüşü neredeyse aldığınız arabanın rengi kadar önemlidir.
Bilgisayarı toplayan kişiler için şeklin dışında çok daha önemli
konular vardır. Olması gerektiği şekilde dört vidası da takılmış
bir sabit diski bozulma nedeniyle veya yükseltme amaçlı olarak
sökmek istediğinizde anakart dahil tüm sistemi sökmeniz gerekseydi
acaba ne derdiniz? Veya çırağınızla aranızda şöyle bir konuşma
geçseydi: “- Ağabey traş olmamışın, bugün de toplantın vardı.”;
“Aç oğlum aşağıdan bir kasa. Hemen hallederiz.” İşin şakası
bir yana, gerçekten genelde her sistem montajında elimizi keseriz.
Sisteme kan akıtmak adettendir. Kasaların iç köşeleri yuvarlatılmamışsa
çok daha ciddi kazalar meydana gelebilir.
ATX
ve BUZZZ...
ATX’in
getirdiği en önemli şeylerden biri soğutma ile ilgili idi. İşlemcilerin
maksimum dayanabileceği sıcaklığın 70 - 80 C derece olduğunu
düşünürsek soğutmanın gereğini daha iyi anlarız. Bunlar için
özel olarak fanlar geliştirilmektedir. Sistemdeki toplam ısı
bilgisayarın tüm parçalarını tek tek etkiler. Sabit disklerin
bile çalışma ısıları vardır. Kasaların tüm iç aksamının metal
olduğunu düşünürseniz, ısı tüm parçalara iletilmektedir.
Günümüzde görüntü kartlarının üzerindeki işlemcilerin bile yaklaşık
i486 işlemci kuvvetine yaklaşması görüntü kartlarında bile soğutmayı
gerekli kılmaktadır. Örneğin bazı Riva TNT kartların üzerinde
fan ve soğutucuya rastlarsınız. Hatta Vodoo II işlemcili üç
boyutlu hızlandırıcıların bile "UNREAL" oyununu fazla
hararetli olarak uzun süre oynarsanız kilitlendiği de bilinmektedir.
Diskler için de aynı şey söz konusudur. Dakikada 7,200 devir
dönen IDE ve 10,000 devir dönen SCSI disklerin en büyük sorunu
düzgün soğutulmadığı zaman veya sıcak ortamlardan sorun çıkarabilmesi
idi. LVD sistemi ile SCSI sabit diskler bu sorunu biraz atlattı;
ancak, IDE diskler için sorun henüz mevcut. Ama getirdiği hız
da doğrusu görülmeye değer.
Kasa
Soğutma Ve Merak Edilen Konular...
Tabii
bunların en önemlisi, işlemcinin ve tüm sistemin soğutulması.
En çok merak edilen konu sisteme ek fan konulması gerekip gerekmediği.
Kaynağının üzerindeki fan, egzoz fanı olarak tanımladığımız
içerideki sıcak havayı alıp dışarı üfler. Genelde kasaların
ön alt yüzünde gördüğümüz yarıklar nefes alma delikleridir.
ATX sistemde ön alt gözden gelen havanın güç kaynağının içindeki
egzoz fanının çekmesiyle işlemci üzerinden geçip işlemciyi soğutarak
ısınan havayı dışarı atar. Kasaların yine ön alt yüzlerinde
ek sistem fanı takılacak yerler görürsünüz. Burada amaç içeri
girecek havanın akışını kuvvetlendirmektir. Peki, gerekli midir?
Tartışılır.
Artık işlemci üzerlerinde kuvvetli fanlar var. Ancak kuvvetli
sistemlerde yetersiz kalabiliyor. Her gün 24 saat çalışacak
bir sunucu yapıyorsanız, çift işlemci taşıyan bir iş istasyonu
hazırlıyorsanız, "çok kuvvetli ve ısınan görüntü kartları
ile ben 5-6 saat Unreal oynarım, az bile gelir" diyorsanız
veya bilgisayarınızı 1,5 gün render’a (kaplama-bkz. Ekran Kartları)
bırakan animasyoncu veya tasarımcı iseniz, AZ BİLE GELİR. Dikkat
edilecek nokta ön alt yüze monte edilecek fanın üfleme yönünün
kasanın içine doğru olmasıdır. Teste gerek yok, fanların yan
yüzlerine bakın; bir yerde aşağı ve yana iki ok göreceksiniz.
Okların yönü fanın dönüş ve içeri üfleme yönleridir.
ATX sistemde yine halledilmiş bir sorun IDE ve FLOOPY sürücü
kablo takma yerlerinin anakart üzerinde kasanın ön yüzüne yaklaşacak
şekilde tasarlanması. Bu kablo uzunluğunu azaltıp maliyeti düşürecek
ve kablo karmaşasını önleyecektir ancak daha önemlisi kabloları
göreceğiniz havayolunun üzerinden alarak bu akışı kuvvetlendirecektir.
Haber guruplarında gördüğümüz, "aman içeri toz girecek,
zararlı değil mi?" gibi sorulara da şu şekilde yaklaşabiliriz:
Manda söğüt dalına yuva yaptığı zaman bilgisayarın içine toz
girmesine engel olabilirsiniz. Dayanamadığım bir şey varsa,
bilgisayarı sahibinin yanında es-kaza açtığım zaman sakın üfleme
dediğim halde dayanamayıp üfleyen arkadaşlardır. Gerçekten sökülmüş
eski bir kartın üzerindeki tozu bile üflerseniz öksürtecek kadar
toz çıkar. Bir de 2 senedir içi açılmamış bir sisteme üflerseniz
olacakları siz düşünün. Hele bilgisayar sigara içilen bir ortamda
ise kasayı açtığım anda çıkan kokunun bile nasıl öksürttüğünü
iyi bilirim. Madem toz olacak, bırakın bari iyi soğusun.
Fanlar...
Sisteme
takılacak ek fanlar için anakartlar üzerinde fan yerleri vardır.
İşlemci fanları gibi üç uçludur. İki uç elektriği sağlar, üçüncü
uç ise fanın dönüş hızını verir. Anakartınız destekliyorsa fan
sustuğunda makineniz ağlamaya başlar. Ne yazık ki sisteminize
alacağınız ek fanı bu şekilde kontrollü istiyorsanız, henüz
Türkiye’de yok. Aslında güç kaynaklarının içindeki fan bile
kontrol edilebilir. ATX 2.01 standardında kasa ve güç kaynaklarında
, güç kaynağından çıkan üçlü ayrı bir kablo var. Güç kaynağının
içindeki fanın dönüş hızını da kontrol ederek üzücü olayları
engelleyebiliyor. Hatta bekleme modunda güç kaynağının fanı
da tam olarak susturulabiliyor. Çoğu aklı başında anakartın
üzerinde bu çıkışta var. Türkiye’de bu tip kasa olarak bir tek
Elan Vital var ancak güç kaynağındaki bu çıkış anakarta uymadığından
faydalanamıyoruz. Umarız basit bir konnektör getirilerek bu
sorun halledilir ve bizde zaten var olan bu özelliği kullanabiliriz.
Görünüş...
Şimdi
biraz da özel kasalardan bahsedelim. Duydum ki sunucular için
tasarlanmış bir kasa varmış ve 4 Midi Tower kasayı rahat içine
alacak irilikteymiş. Montaj için içine çırağı oturtursunuz.
İşin şakası bir yana, bu tam bir sunucu kasası. Tekerlekli ayaklarını
montaj için kullanım kitapçığı bile var. Tabii bu kasaya kategori
de biçemiyorsunuz. Mini, Midi, High’dan sonra buna ancak Godzilla
kasa diyebiliriz. Sunucuların bildiğiniz üzere hiç kapanmaması,
en ağır şartlarda bile devamlı çalışması gerekir. Bir borsa
seansı esnasında bir sunucunun 10 dakika kapalı kalması veya
çökmesi o sunucunun belki fiyatının 10 katı hasara sebep olmasına
yol açacaktır. Standart ev tipi bir bilgisayarın güç kaynağının
bile bozulması kötüdür.
Ya sunucuda en kritik anda böyle bir olay gerçekleşirse? Sunucular
için Redundant
Power Supply
(fazladan güç kaynağı) denen bir teknoloji geliştirilmiştir.
Diyelim bir güç kaynağı bozuldu. Hemen diğer bir güç kaynağı
devreye girer ve bozulan güç kaynağını bilgisayar sistemini
kapatmadan "ŞIRRAK" diye çeker ve tamire verirsiniz.
S50 olarak bilinen godzilla modelinde bu olay var. İki Adet
350 Watt’lık güç kaynağı bu Godzilla’ya enerji veriyor.
Peki ya disk çökerse? İşletim sistemi destekliyorsa ve sunucunuzda
Hot-SWAP RAID (bilgisayar açık halde iken disk değiştirme)
ve Mirroring (sunucunun birkaç diske aynı anda aynı bilgiyi
yazması) teknolojileri kullanılıyorsa, küçük bir operasyonla
sunucu açıkken yine diskinizi "ŞIRRRAK" diye çekerek
bayrağı kalan disklere devredebiliyorsunuz. S50’de ek aksesuarlar
ile bu da sağlanmış. Alüminyum bloktan yapılmış gayet iyi soğuyan
ve "ŞIRRAK" diye çekmeden önce emniyetli bir şekilde
ayırmanızı sağlayan anahtarlı çekmece sistemi mevcut. Tabii
RAID sistemini oluşturabilmeniz için kasaya monte edilebilen
4 disk kapasiteli bir kartı da sağlamanız gerekiyor. Kullanmayı
düşündüğünüz 4 adet disk dakikada 10,000 devir dönen Seagate
Cheetah veya IBM ise, bu diskleri soğutmanız gerekir. S50’deki
5 adetlik özel fan sistemi de o disklere kutuplarda tatil yaptırır.
Ayrıca kasada Chasis
Intruder Alert, (sizden
izinsiz kasanın kapağı açılmışsa uyarı veren sistem) de var.
Tabii kasayı anahtarla kilitleyebiliyorsunuz. En güzel tarafı,
tüm bunlara kasanın yanındaki tekerleği döndürerek ulaşabilmeniz.
Yok vida, yok sıkıştırma gibi dertler sözkonusu değil. Tekeri
çevirip yan kapağı çekip alıyorsunuz. Kasa iştah kabartıcı ancak
915 $+KDV gibi bir son kullanıcı fiyatı ile rüyalarımızı süslemeye
devam edecek gibi.
Micro - ATX’ten bahsetmeden geçmek istemiyorum. NLX - Booksize
gibi ürünleri hep duyduk. Bir banka düşünün, yer zaten kısıtlı.
Kocaman bir kasayı masa üstünde düşünebiliyor musunuz? En değerli
şey yer. Hatta yavaş yavaş LCD ekranlara geçiş başladı. Eskiden
özel üretim MonoVGA ekranlar sırf bu sektör için üretilirdi.
Bu tip ürünlerin mantığı şu:
·
Az yer
kaplayacak
·
Tek amaca
uygun olduğundan yuva sayısı en aza indirgenecek (4 PCI)
·
Az donanım
olacağından güç kaynağı 100-150 W seviyesine çekilecek
·
Doğal olarak
kırpılmış anakart-kasa ve güç kaynağı maliyeti düşürecek
Bunlara
ilk örnekler yabancı markalı ürünlerden geldi. Bankalar çoğunlukla
yabancı markalı ürünleri tercih ettiklerinden mi olsa gerek,
güç kaynakları yetersiz olduğundan ve neredeyse anakarttan fazla
enerji yiyen görüntü kartları yüzünden ev kullanıcısına hitap
edemediğinden mi olsa gerek, ya da söz verildiği üzere aman
aman bir fiyat avantajı getirmediğinden mi olsa gerek henüz
piyasada yoğun olarak bu ürünler rastlamıyoruz. Ancak mantığı
oldukça doğru ve bu tip sektörlere ileride hitap edeceğini düşünüyoruz.
Bir
Kasada Bulunması Gereken Özellikler...
1.
Genişletilebilirlik:
Gerek yuva gerekse güç kaynağındaki kuvvet çıkışları açısından
CD-ROM, sabit disk gibi takılabilecek mevcut ve ek donanımı
kaldırabilecek kapasiteye sahip olması.
2.
Sessizlik:
İş yaparken, yazı yazarken insanın içinde şunu camdan atsam
da kurtulsam gibi hisler uyandırıp uyandırmadığı.
3.
Kalite:
Metal aksamın sağlam, eğilmeyecek bir malzemeden yapılmış olması.
Plastik aksamın kaliteli malzemeden yapılmış olması. Güç kaynağının
yeterli kuvvette olması ve yeteri kadar çıkışı olması. Bazı
donanım ithalatçılarından güç kaynakları konusunda yurtdışı
fuarlara gittiklerinde kasa için pazarlık yaparlarken örneğin
200W güç kaynağı istendiğinde "Gerçek 200W mı olsun?"
gibi sorularla karşılaştıklarını söylediler. Onun için kasa
alırken markalı malı güvenilir bir ithalatçıdan seçmekte fayda
var. Bir de güç kaynakları üzerindeki CE ve TUV gibi standartların
bulunup bulunmadığına dikkat edin.
4.
Montaj ve Bakım Kolaylığı:
Anakartın yerleştirileceği blok sökülebiliyor mu? Veya çıkarmadan
monte edebilecek yeterli alan var mı? Sabit disk, CD-ROM, disket
sürücü başka donanımları sökmeden rahat sökülüp takılabiliyor
mu? Ön kapak rahatça bütün halinde sökülüp takılabiliyor mu?
Bizzat birer disket ve CD sürücü bağlayarak takıldığı zaman
aralıklar kalıyor mu? Tüm bu noktalara dikkat edin.
5.
El kesme tehlikesi:
Her kasa içindeki
el değebilecek bölgeleri elleyerek, özellikle el çarptığında
yaralayabilecek bölgeleri vurgulayın. Haliyle kaşındığımdan
her tarafımı kestim.
|